Hasta Adam

İngilizce Hastalıklar Nasıl Söylenir?

by admin

Dünyanın en çok ülkesinde konuşulan dillerden biri olan İngilizce, yer ve zaman fark etmeksizin rahatlıkla iletişim kurabilmenizi sağlar. İngilizceyi dinlemek, okumak, yazmak ya da konuşmak için iyi bir şekilde öğrenmeniz gerekir. İngilizceyi öğrenmeye dil bilgisinden başlamanız temellerinizi sağlam atmanıza ve kolay öğrenmenize yardımcı olur. Kelime dağarcığınızı geliştirerek başlayabileceğiniz bu yolculukta, ilk öğreneceğiniz konulardan biri hastalıklardır.

İngilizcede Sık Kullanılan Hastalıklar Nelerdir?

İngilizce, temel kelimelerden öğrenmeye başladığınızda hızlı ve kolay bir şekilde kavrayabileceğiniz bir dildir. Bu kelime gruplarının ilk sırasında, günlük hayatta sıklıkla kullanılan hastalıklar gelir.

  • Hastalıkların arasında “headache, stomachache, toothache, earache” (Amerikan İngilizcesinde “head ache, stomach ache, tooth ache, ear ache”) gibi vücudunuzun ağrıyan bölümü ile “ache” yani “ağrı” kelimesinin birleşiminden oluşan kelimeler yer alır.

Ağrıyan her yerinizi söylerken her kelimenin sonuna “ache” eklemenize gerek yoktur. “Sore throat” (“boğaz ağrısı”), bu duruma verilebilecek en net örneklerden biridir.

  • Ayrıca, geçirdiğiniz rahatsızlıkları ya da hastalıkları anlatabileceğiniz farklı kelimeler de vardır.

Örneğin; “flu (grip)”, “cough (öksürük)”, “nausea (mide bulantısı)”, “measles (kızamık)”, “broken arm/leg (kırık kol/bacak)” gibi kavramlarla da rahatsızlığınızı açıklayabilirsiniz.

  • Bazı hastalıkların orijinal yani İngilizce isimleri Türkçe karşılıkları ile benzerlik gösterir.

“Allergies (alerji)”, “asthma (astım)”, “hypertension (hipertansiyon)”, “cancer (kanser)”, “depression (depresyon)”, “eczema (egzema)” gibi daha pek çok hastalık ismi örnek verilebilir.

Hastalık İsimleri Cümle İçinde Nasıl Kullanılır?

İngilizcede hastalığınızı belirtirken ya da bir yerinizin ağrıdığını anlatırken kullanacağınız kalıplar bazı kriterlere göre farklılık gösterir.

  • Bir yerinizin ağrıdığınız söylemek istiyorsanız kuralı genel olarak “Özne + have/has (sahiplik belirtme eki) + Nesne” şeklinde uygulamalısınız.

Örneğin; “I have a bad headache.” yani “Başım çok ağrıyor.” diye kullanabilirsiniz.

  • Sayılabilir hastalıklar önüne “a/an”, sayılamayan genel hastalıklar ise önüne “the” alır.

Yukarıdaki örnekte “headache” kelimesi sayılabilir olduğu için önüne “a” alır. “Flu” ve “measles” kelimelerinin başlarına belirtmek için “the” getirmelisiniz. Hastalıkları belirtirken kurulan cümlelerde “have” ve “has” sahiplik belirteçleri, kullanacağınız zamana göre dönüşür.

  • Geçmiş zamandan bahsetmek istiyorsanız olumlu cümlede “had”; olumsuz cümle kalıbında ise “didn’t + have” kullanmanız gerekir.

Örneğin, “I had a headache yesterday.” (“Dün başım ağrıyordu.) veya “I didn’t have a headache yesterday.” (Dün başım ağrımıyordu.)

  • Bazı hastalıkları anlatırken “disease, ill, sick” gibi yakın anlamlara sahip kelimeleri kullanmalısınız.

“Rahatsız ve hasta” anlamına gelen “sick ve ill” sözcükleri arasında ayrım bulunur: “Sick” daha az resmi olup kısa süreli hastalıklar için kullanırken “ill” resmi bir sözcüktür ve “kanser veya zatürre” gibi daha geniş kapsamlı hastalıkları belirtir.

  • “Disease” ve “illness” ise birbirlerinin yerine kullanılabilir.

Ancak, “disease” belirtileri gözlenmiş ve teşhisi konmuş sağlık sorunları için, “illness” ise sağlığınızın yerinde olmadığı durumları belirtir. Yani, “disease” organdan, “illness” hastalığı hisseden kişiden bahsederken kullanılan sözcüklerdir.

Örneğin;

  • Disease kelimesi, “I have a heart disease. (Kalp rahatsızlığım var.)” şeklinde kullanılır.
  • “Illness” kelimesine örnek olarak ise “I am suffering from an illness. (Bir hastalıkla pençeleşiyorum.)” verilebilir.
  • “Ill” kelimesinin kullanımı için “I feel ill. (Rahatsızım.)” cümlesi kolaylıkla örnek olarak gösterilebilir.
  • “Sick, sickness” kelimelerinin kullanımına cümle örneği: “I feel sick. (İyi değilim.)” ya da “I am off sick. (İyi değilim, hastayım.)”.

Cevabı Hastalık İsimlerinden Oluşan Sorular Nelerdir?

Günlük konuşma içerisinde, İngilizce birisine neyi olduğunu “What’s the matter with…?” şeklinde sorabilirsiniz. Burada bulunan “…” yere getireceğiniz kelime, sorduğunuz kişiye göre değişiklik gösterir. Ancak, burada I, you, he, she, it yani özne yerine; me, you, us, them, him, her, it olan -i halindeki nesneleri kullanabilirsiniz.

Örnek olarak; “What’s the matter with her? (Onun neyi var?)” diyebilirsiniz.

  • Bu sorular cevaplanırken “have” veya “has” kullanmanız gerekir. Yani soruyu “She has a broken leg. (Bacağı kırık.)” olarak cevaplandırabilirsiniz. Bu tür cevapları yaratıcılığınıza veya durumunuza göre kolaylıkla çeşitlendirmeniz mümkün.

Zamana göre yardımcı fiili değişen cevaplar arasında “I feel ill, I am ill, I was ill” yer alır. Genellikle “have” veya “has” kullanılsa da, bazı durumlarda “feel” kelimesinin kullanılması da doğru cümle kurduğunuzu gösterir.

  • Sorulara bir örnek de, klasik konuşma içerisinde geçen “How are you? (Nasılsın?”) kalıbıdır. Bu soruya da “I’m fine. (“İyiyim.”) demek yerine, cevabı kişinin rahatsızlığını bildiren cümleler kurulabilir. Örneğin, “I feell dizzy” (“Başım dönüyor.”).

Nasıl Tavsiye Verilir?

  • Sorduğunuz hastalığa verilen cevaba göre “Exercise regularly. (Düzenli egzersiz yap.”) gibi emir cümlelerini kullanabilirsiniz.

Diyalog üzerinden örneklendirilirse, “I feel ill.” diyen kişiye, “Have a rest.” (“Dinlen.”) diye tavsiye verebilirsiniz.

  • Bir başka kalıp olan “should, shouldn’t” ise arkadaşlarınıza tavsiye verirken kullanabileceğiniz kalıplar arasında yer alır. İngilizcede özneden sonra kullanılan should olumlu, shouldn’t ise olumsuz cümlelerde kullanılır.

Cümle kurarken “Özne + should/shouldn’t (yardımcı fiil) + Eylem” kalıbını kullanmanız gerekir. Yani, “You should have a rest. (Dinlenmelisin.)” şeklinde verdiğiniz tavsiyeler kibarlık bildirir.

  • Should cümlenin fiiline “…meli, …malı” anlamı katar.

Olumsuz kalıba da, “He shouldn’t listen to loud music. (Yüksek sesle müzik dinlememeli.)” örnek verilebilir.

  • Should ile kuracağınız soru cümleleri tavsiye isterken kullanılır.

Soru kalıbı “What + should + Özne + do?” şeklinde düzenlenerek cümle kurulmalıdır. “O ne yapmalı?” (What should he/she do?)” tavsiye isterken kullanabileceğiniz cümleler için örnek niteliğindedir. Sorunun cevabını aynı şekilde should ile vermeniz gerekir.

Örneğin, “What should I do?” sorusuna “You should drink milk with honey. (Ballı süt içmelisin.)” olarak cevap verebilirsiniz.

Hastalık İsimleri Nasıl Ezberlenir?

İngilizce, her dil gibi tekrarlanmadıkça unutulur ve sürekli pratik ister. Pratik yapmanın okumak, izlemek, dinlemek ve konuşmak gibi çeşitli yolları vardır. Bunların her birini düzenli olarak yaptığınızda oldukça fazla yol katettiğinizi fark edebilirsiniz. Seviyenize göre çizgi roman, kitap, gazete ya da makale okumak dilinizi pratik bir şekilde geliştirmenizi sağlar. İngilizce müzikler dinleyip anlamlarını araştırmak, kelime dağarcığınızı genişleteceği için bu durum konuşmalarınıza da olumlu yönde katkıda bulunur. Sevdiğiniz filmleri ya da dizileri İngilizce altyazılı ya da altyazısız izlemek, o ülkenin kültürünü öğrenmenize yardımcı olacağından öğrenme sürecini eğlenceli hale getirir. Bir süre sonra öğrendikleriniz, konuşma isteğinizi artırır.

Bunların dışında, arkadaşlarınız ile dijital ortamda yazışabilir ya da sesli bir şekilde konuşabilirsiniz. Bu durum, dil seviyenizi oldukça kısa zamanda geliştirir. İngilizce öğrenmeye başladıktan sonra kelime dağarcığınızı geliştirmek için bazı ezber tekniklerini uygulamanız, öğrenme hızınızı artırır. İngilizcede oldukça fazla olan hastalık isimlerini karıştırmanız normaldir ama onları kolaylıkla ezberleyebilirsiniz. Ezberlemeniz için isimleri Türkçe karşılıkları ile yazarak çalışmanız faydalı olabilir. Bir başka teknik ise, kelimeleri cümle içinde sık sık kullanıp hem cümle kalıpları hem de kelimeleri öğrenmektir. Ayrıca, internet üzerindeki konu anlatımları ve videolar da öğrenmenizi hızlandırır.

English Ninjas platformu üzerinden ana dili İngilizce olan eğitmenlerle seviyenize göre pratik yapabilirsiniz. English Ninjas’ta seçtiğiniz eğitmenlerin İngilizce seviyenize göre şekillendirdiği bir konuşma pratiği, iş ya da sosyal hayatınızda dili sizin için sorun olmaktan çıkarır.